Kürt edebiyatında derin izler bırakan Şêxmus Hesen 1903 yılında Mêrdîn yakınlarındaki Hesar köyünde doğdu. Çocukluk döneminin ilk yıllarında önce babasını daha sonra annesini kaybetmesi üzerine ablasının yanına sığındı. Yoksullukla erken yaşlarda tanışan Cegerxwîn ağa ve beylerin evlerine hizmetkar olarak gönderildi, çobanlık yaptı. 1914 yılında başlayan 1. Paylaşım Savaşı'yla birlikte ablası ve eniştesiyle Güneybatı Kurdistan'ın Amûde şehrine göç etti.
1920 yılında Amed'de başladığı Medrese eğitimini Amûde'de 1928 yılında tamamlayarak imamlık yapmasını sağlayacak olan belgeyi aldı ve mesleği bıraktığı 1936 yılına kadar Kurdistan'ın birçok köy ve kasabasında imamlık yaptı. Görevi sırasında dolaştığı köylerde yaptığı gözlemler ve çocukluk dönemi travmaları 1924 yılında "Cegerxwîn" mahlasıyla başladığı edebi yaşamında önemli bir etken oldu. İmamlığı sırasında şu an kayıp olan birinci divanını kaleme aldı. 1927 yılında Hesar köyünden getirdiği dayısı Kehla Selîm'in kızı ile evlendi.İkisi erkek (Keyo, Azad) dördü kız (Gulperî, Rojîn, Beniye, Selam) olmak üzere 6 çocuğu oldu.
1925 yılında yaşanan Şêx Seîdê Pîran önderliğinde başlayan ayaklanmanın bastırılmasından sonra Suriye’ye kaçmak zorunda kalan Kürt aydınlarıyla birlikte, 1927 yılında üst bölgesi olarak Suriye'de örgütlenen, merkez komitesi Beyrut’ta bulunan Xoybûn örgütünün, kuruluş ve ilerleyen dönem çalışmalarında yer aldı. O sıralarda, Bedîrxan kardeşlerle birlikte 57 sayısı tamamlanmış Hawar dergisinin yayınlanmasında önemli katkıları oldu, yazdığı şiirler Hawar,Ronahî ve Roja Nû dergilerinde yayınlandı. 1946'da Qamişlo'ya yerleşti ve politikayla ilgilenmeye başladı. Aynı yıl, başkanlığını Dr. Ehmed Nafîz'in yaptığı Civata Azadî û Yekîtiya Kurd'ün genel-sekreteri oldu. 1948 yılındaysa Suriye Komünist Partisine katılan Cegerxwîn, bir yıl sonra tutuklandı. 1950 yılında Civata Aştîxwazên Sûrî adına çalışmalar yürütmeye başladı. 1954'de Suriye parlamentosu için Komünist partinin adayı olan Cegerxwîn, 1957 senesinde Komünist Parti'den ayrılarak Azadî'yi kurdu. Bir süre sonra Azadî partisi kendini fesh ederek Suriye Kürt Demokrat Partisi ile birleşti. 1963 yılında ikinci kez tutuklanarak Şam'daki Mezê cezaevine konulmasının ardından, bir Durzî şehri olan Siweyda'ya sürgüne gönderildi.
Eserlerinde Kürtleri baskı altına alan devletleri eleştirmeyi unutmayan Cegerxwîn için özgürlük, aynı zamanda Şeyh ve Ağaların oluşturduğu sömürü düzeninin yıkılmasıyla Kürt toplumu içerisinde sosyal adaletin sağlamasıydı. Kürt mücadelesinin uluslararası boyutlarına dikkat çekmeyi ihmal etmedi, Sovyetler birliğini Amerikan ve İngiliz emperyalizmine karşı, mazlum halkların koruyucusu olarak gördüğünü sık sık dile getirdi.
Siyasetle şekillenen mücadelesini ömrünün ilerleyen yıllarında edebi ve kültürel alanlarda sürdürdü. Kraliyet rejiminin devrilmesinden sonra 1958 yılında Suriye'den Irak'a taşındı ve Bağdat Üniversitesi'nde 1959-1963 yılları arasında Kurmancî dili ve edebiyatı bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Yine aynı yıllarda Bağdat Radyo'sunun Kürtçe bölümünde çalışmalar yürüttü. 1961 yılında öğrencileri için "Destûra Zimanê Kurdî" adlı Kürtçe gramer kitabını yayınladı. Hemen ardından 1962 yılında nüanslara olan duyarlılığını ve ana dil hassasiyetini gösteren 2 ciltlik bir sözlük yayınladı. O sene, Irak'taki siyasi karmaşıklıklar sebebiyle Suriye'ye dönmek zorunda kaldı.
Suriye’de birkaç yıl geçirdikten sonra, kısa bir süreliğine tekrar Irak’a dönen Cegerxwîn, 1973 yılında gittiği Lübnan’da “Kime ez” divanını ve Salar û Midya öyküsünü kaleme almıştır. Lübnan'da 3 yıl kaldıktan sonra Suriye'ye döndü ve 1979'a kadar burada kaldı. Stockholm'de şiir yazmaya devam eden Cegerxwîn bu süre içerisinde otobiyografisi üzerinde çalışmıştır. Jînenîgariya min ve Kürt tarihini başlangıcından 13.yy’a kadar çarpıcı detaylarla anlatan Tarîxa Kurdistan kitapları ölümünden sonra yayınlandı.Şiirlerindeki ahenk uyumu ve güçlü vurgular Şivan Perwer,Ciwan Haco,Seîd Gabarî gibi birçok sanatçıya kaynaklık etti.
Şair Cegerxwîn, modernist, vatansever ve aynı zamanda sosyalistti, ama hepsinden öte, hakikat arayışçısıydı ve bu misyonu onu Kürdistan’ın tüm parçalarını ve Kürt milletinin tüm katmanlarını keşfetmeye itti. Bu sebeple eserlerinin ana teması ülke özlemi ve yurtseverlik çerçevesinde şekillendi. Ülkesinin güzelliklerinden, cömert doğasından söz ederken, Kürtlerin kendi vatanlarında hak sahibi olamamaları eserlerine karamsarlık olarak yansıdı.İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki şiirlerinde Kürt işçi ve köylülerin Kürt burjuvalarına ve toprak ağalarına karşı verdiği mücadeleyi işledi.Klasik Kürt şiir geleneği içerisinde yetiştiğinden diğer şairlere nazaran Elî Heriri (10.yüzyıl), Melayê Batê (1417-1491), Melayê Cizîrî(1570-1640) ve Ehmedê Xanî'ye ( 1650-1706) daha yakın oldu. Bu isimlerin yolunu takip etti. Eserlerinde kullandığı dil genel itibariyle yalın ve anlaşılır olan Cegerxwîn, çoğunlukla yeni ve eski kelimeleri harmanlayarak kullandı. Aşk ve günlük yaşam hakkında da şiirler yazmasına rağmen Cegerxwîn'in sadece Güneybatı Kurdistan'da değil 4 parçanın tamamında ulusal bir şair olarak tanınmasını sağlayan, Kurdistan özlemiyle yazdığı şiirler ve zorluklarla geçen siyasi mücadelesi olmuştur.
22 Ekim 1984'te birçok Kürt gibi vatanından uzakta ,Stockholm'de yaşamını yitirirken, arkasında Kürt edebiyatına yön verecek bir miras bıraktı.Cenazesi 2 Kasım 1984'te Qamislo'da binlerce Kürdün katıldığı kitlesel bir törenle evinin bahçesine defnedildi.
Bibliyografya;
Agir û Pirûsk (1.Dîwan), Şam-Suriye,1945
Cîm û Gulperî, Şam-Suriye,1948
Sewra Azadî (2.Dîwan ), Şam-Suriye,1954
Reşoyê Darê, Şam-Suriye ,1956
Destûra Zimanê Kurdi, Bağdat-Irak,1961
Ferhenga Kurdi ,2 cilt,Bağdat-Irak,1962.
Kîme Ez (3.Dîwan), Beyrut-Lübnan,1973
Salar û Mîdya, Beyrut-Lübnan,1973
Şerefnameya menzûm, Beyrut-Lübnan, 1977
Ronak (4.Dîwan),Stockholm-İsveç,1980
Zend-Avista (5.Dîwan),Stockholm-İsveç, 1981
Şefaq (6.Dîwan), Stockholm-İsveç, 1982
Hêvî (7.Dîwan), Stockholm-İsveç, 1983
Aşitî (8.Dîwan), Stockholm-İsveç, 1985
Tarîxa Kurdistan, 3 cilt,Stockholm-İsveç,1985-99.
Folklora Kurdî,Stockholm-İsveç,1988.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder